Bazen Böyle Oluyor Öyle
- ekinbasbuga
- 16 Haz 2023
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 16 Haz 2023

Merhaba. Kendimi Alpay Erdem arakçısı gibi hissettim. Halbuki daha tövbe bismillah bir kelime ettim. Alpay Erdem de yani merhaba kelimesinin patentini mi aldı kardeşim. Alpay Erdem Uykusuz'da yazardı. Uykusuz da kapandı zaten. Uykusuz haftalık bir mizah dergisiydi. Bana kalırsa çok temel düzeyde olan bu bilgiler bazen açıklanmaya ihtiyaç duyuyor. İnsanlar bazı şeyleri bilmiyorlar, bazılarımız da bazı şeyleri biliyoruz ve tesadüfilik arıyoruz çok önemliymiş gibi. Merhaba diye başladığım yazıdan "arakçı lan bu" lincini yemek bir bağ oluştururdu mesela sanki. Neden insanlarla aynı şeyleri bilmeye ilişkin derin bir tutku hissediyoruz acaba? Ben bir şeyler biliyorum bak diye göstermek için mi? Yoksa ortak bir şeyler biliyoruz onun üzerine konuşalım ve küçücük dünyamız bir cm genişlemesin heyecanı için mi? Kendime kızıyorum çünkü insanları bilmedikleriyle yargılıyorum. Sen çok mu biliyorsun bok diyebilirsiniz. Hiç bilmiyorum aslında da benim bildiklerimi başkaları bilmediği zaman çok kızıyorum. "Yani cık cık oldu mu şimdi bu. Bir sohbet açacaktım, bir hisler bir şeyler. Neden bilmiyorsun abicim!" falan gibi böyle öfkeli agresif tadım kaçmış vaziyette kalıyorum ortada. Bana dert oluyor. Çok yakın zamanda mesela biri bana Nazan Öncel kim dedi. Tam şarkıyı açmışım ama yani dinliyoruz. Hani bazen sesini şarkıyı falan bilirsin de adını bilmezsin ya anlarım onu bak amenna. Ya da ismen bilirsin de aklına şarkısı gelmez tarzın değildir sevmezsin. Bunların hepsi makul zeminde buluşabileceğimiz konular bence. Neyse hikayenin sonu başından belli arkadaş bilmiyormuş Nazan'ım Öncel'i. Tamam abicim olabilir ben açık fikirli biriyim dedim hemen kendime. Derken şu çaktı kafamda.. O zaman Tarkan da dinlememiş çocukken... Yok canım dinlemiştir de işte denk gelmemiş bazı şarkılar bazı klipler bilmem ne. Tamam da şey diyor içimdeki ruh hastası bu sefer... E bu Avrupa Yakası'da mı izlemedi acaba çünkü hani çalıyordu orada bir bölümde amaa... Kardeşim herkes Volkan'la Şahika'nın buluşmaya hazırlanma sahnesine senin kadar dikkat etmek zorunda mı ?! Neyse ne işte bilmiyormuş Nazan Öncel. Abi bu o zaman net Kelebekler'i izlemedi, Tolga Karaçelik falan hak getire, siz sinemaya falan da gidemezsiniz otur ağlayarak günlüğüne yaz bu olayı. Neyse kafamdaki bu sesleri susturdum çünkü sağlıklı bir birey gibi davranmam gerekiyordu zaten arabada da çoktan başka şarkılar çalmış hatta bitmişti. Yine de birkaç güne kalmadan söz konusu arkadaş ile başka sorunlar çıktı. Buradan Nazan Öncel dinlemeyene güvenmeyin falan gibi bir mesaj vermek çabasında değilim ama bazen susturmaya çalıştığımız ruh hastası seslerimiz bize belki bir şeylerin içimize sinmediğine dair bir şeyler söylüyor olabilir. Bazen böyle oluyor öyle işte. Sevgiler.


Yorumlar