Oğuz Atay’cığım Naber?
- ekinbasbuga
- 1 Tem
- 2 dakikada okunur
Bazen hayatın melankoliden ibaret olduğunu düşünüyorum.
Bloğum olduğunu neredeyse unutuyordum.
Ben her bahar aşık olurum gibi, ben her bahar ülkeyi kurtarmakla meşgul olan bir gençliğin üyesi olduğum için, baharım bu konuyla geçti.
Yaz geldi… Taşınmış bulundum.
İstanbul yazlık yer bence. İnsanlar farkında değil. Buradaki herkes yazlıkçı tam 18 milyon.
Öyle baksalar işe giderken gelirken falan ne komik olur.
Leman’ın önünde namaz kılınması beynimde yer eden bir başka görüntü olarak sonsuzluğa uğurlanacak sanırım.
Bilinç akışı falan filan Oğuz Atay gel gör beni.
Tren yolculukları bana başrol hissettiriyor. İçimi acayip bir heyecan sarıyor, hayatıma inanılmaz bir merak ve heyecan duyuyorum. Babam “o tren YHT değil yalnız saçmlama” diyor.
Günümüz insanı teknoloji var diye başrol hissedemez oldu. Hissediyorum babacığım kusura bakma. Zaten pek de yüksek hız diyemeyiz.
Ayrılıkları, vedaları çok üzücü bulmuyorum günün birinde kavuşmaksa nihayeti çok güzel, çok anlamlı.
25 yaşından 26 yaşıma kadar geçen sürede saçımı herhalde sarının her tonuna boyadım ve iki doğum günümde de sonuçta saç rengim aynıydı.
Günün birinde hep kendimize döneceğiz demek mi bu?
Metafor derken de ben, Oğuz Atay işine bak abicim. Bugün seninle uğraşasım geldi farkındaysan.
Bu dönem okulda tek bir çalışma yapmam gereken bir ders vardı. Tek bir araştırma. Ve ben “bizim büyük çaresizliğimiz” romanını seçtim.
Nereden esti bilmiyorum. Kurtulamadım bu kitaptan. Filmden. Ne çağrıştırıyorsa ondan. Hayatımızın belli dönemlerini olduğu gibi kabul etmek lazım belli ki. Olduğu gibi. Varlığımızın bir parçası olarak.
İlgili dersin mükemmel tatlı hocası, babasını kaybetti. O hafta bizle bir online ders yaptı. Yazlık bir yerdeydi ama İstanbul değil. (İstanbulluları sinirlendirme çabam denemeye değer) rakı içiyordu, her birimizle tek tek konuştu hayatımızla ilgili. Ben de gözlerim dolu dolu onunla konuştum. Birbirinize sahip çıkın diyerek kapattı dersi.
Gerçekten kimlere sahip çıkıyorum, kimler bana sahip çıkar diye düşündürmedi desem yalan olur.
Mutlak butlan ne bilmesem de olurdu bu arada yeri gelmemişken.
Sunum hazırlıyoruz deli gibi işte geçen haftadan beri. Q1 yapılanları yazarken benim Q1 nasıl geçti diye düşünüyorum. Q2 hedeflerimi slayta eklemek istiyorum.
“Bir oyundu bu tehlikeli bir oyundu. Kimse kimseyi ciddiye almıyordu”
Tamam tamam dalga geçmiyorum Oğuz abicim kızma, biraz da ben eğleneyim insanlarla, hep sen mi yabancılaşacaksın?
Her bilinç akışının yolculuğu farklı. Elbet yolunu bulur benimki de, akışta kalalım.
Sevgilerle, çok.


Yorumlar