
İlk ve Son
- ekinbasbuga
- 29 Kas 2024
- 2 dakikada okunur
Bu ara çok kişinin başının etini yedim bu diziyi izle diye. Amacım tamamen bencilce. Diziyle ilgili birileriyle konuşup tartışabileyim.
İlk sezonu çok beğenmemiştim üstelik. Fakat ikinci sezon daha gerçek gibi geldi. Bu bir sallamasyonlu analiz yazısıdır. Diziden bolca spoiler içerir.
Abi o nasıl finaldi?
Aftersun göndermesi olmadan dahi önce ben Cihan’ın intihar etme ihtimalini hikayeye uygun buluyordum. Bir yandan da Cihan intihar edebilecek, hayatta keskin şeyler yapabilen birine benzemiyordu. Sanki o hep sürüncemede kalır gibi hissettirmişti bana.
Finalde bize alternatif bir son izletip aslında Cihan’ın intihar ettiğini hissettirdiler bence. Aftersun gibi. Tam bir intihar sahnesi görmedik ama babanın o tatilden sonra intihar ettiğine neredeyse eminiz.
Cihan bence çekici bir karakter. Böyle düşünmeme şaşırmamışsınızdır. Fakat durun kızmayın. Bitirmedim. İyice tanıyana kadar. Tatilde tanışmışsın, farklı biri senden ama bir yandan da çok rahatça iletişim kurabildiğin biri.
Özellikle o düğün günü sahnelerini düşünüyorum da… Bence sadece o gün için bile bu çileli korkunç ilişki aklanabilir. Linç yiyorum şu an muhtemelen. Kaç kişi kendi düğününden kaçan birini sonsuz sevgiyle dinler, yanında olur, her haliyle kabul eder ki? Adam bir saniye kızmadı, trip atmadı, “bu davranış benim için ne demek” demedi. Sadece ve sadece onu düşündü, yanında oldu.
Cihan’ın derdi Nilüfer’le değildi. Kendiyleydi. Hep de aslında iyi gidebilecek ilişkilerde gördüğüm sorun bu oluyor. Defalarca kurmuş olabilirim bu cümleyi. Gayet de güzel seviyormuş Nilüfer’i. Fakat kendinden nefret eden, kabul edemeyen, affedemeyen, barışamayan bir insan nereye kadar bir başkasını mutsuz etmeden sevebilir ki?
Ebeveynliği ile ilgili yorum yapamıyorum. Benim anladığımdan farklı noktalar vardı ebeveynlikle ilgili muhtemelen.
Evlatlığına gelince… Dizinin odağı zaten bu eksende dönüyor. Ailemizden ne kadar sağ çıktık? Neyiz, ne değiliz, ne kadarız. Nilüfer de Cihan da tamamen aile travmalarıyla hayatlarını idame ettiriyorlar. Herhangi bir gelişim yok. Hatta giderek kötüleştikleri bile düşünülebilir çünkü yıllar geçtikçe kötü olan her şeyden aileleri sorumlu tutarak ilişkilerini daha da çıkmaz hale getiriyorlar. Nilüfer’in kızıyla ilişkisinin kötü olduğu her an annesine saldırması gibi.
Bana kalırsa o ikilinin bize izlettikleri gibi yaşadıklarından sonra pürüpak olduk, aydınlandık ve değiştik falan gibi noktalara gelebilmiş olmaları ancak bir fantezi. Cihan intihar etmiş ya da uyuşturucudan ölmüş, Nilüfer de annesinden beter bir anne olarak kızına kendi yaşadıklarından fazlasını yaşatacaktı.
Toksik ilişki diyip durduğumuz şu dönemde “nedir toksik ilişki” diye irdeleyip duruyorum.
Silah zoruyla tutulmuyorsun hiçbir yerde. Gidememek ve o döngüde kalmak mı toksik olan acaba?
Son sahnede şunu düşündüm. Diyelim ki iyileştiler, bir daha başkasına bir şey hissedebilecekler mi bu insanlar? Bu kadar yaşanmışlıktan sonra üstelik.
Belki de bu sorunun cevabı “hissetmesinler zaten”dir.
O zaman en başta bahsettiğim düğün sahnesine döneriz. Tamamıyla seni kabul eden değil de bu doğru değil diyerek sana gerektiği yerde çizgi çeken insanlarla mı olmak iyisidir?
İlk ve son. Güzel fikir.
Kötü finalsin.
Aftersun da mükemmel film.
Sevgiler,
Comments