top of page

Bir Genç Kızın Gizli Defteri

  • ekinbasbuga
  • 6 Kas 2023
  • 2 dakikada okunur

ree

Çocukken ayıla bayıla okuduğum bir kitap serisi vardı. Bir Genç Kızın Gizli Defteri diye. Çoğumuz hatırlarız diye tahmin ediyorum. Kafamda film şeritleri gibi canlanmış sahneler kazınmış. Karlar yağarken yeni yılı dans ederek kaledeki restorantta kutlayan Serra ve Oktay... Kapadokya gezileri... Serra'nın Bahçelievler'deki evlerinin salonunda, perdenin arkasından yağmurlu sokaktaki Oktay'a bakışı...Evlerine aldıkları çiçekler ve özenli sunumları... Özellikle y kuşağı için daha da ayrı bir yeri olsa gerek. Bana kuzenimden kalma bu kitaplar. Tıpkı Heygirl dergileri gibi. Hey gidi zaman. İlkokul yıllarımda okurdum bu seriyi. Şimdi genç bir kadın olarak 2023 yılından baktığımda eleştirilecek çok şey var elbette. Hatta internette biraz göz gezdirdim de, kitaplar hakkında çokça negatif eleştirilerde bulunulmuş. Oysa, öncelikle o yaşlardaki kız çocuklarına kitap okuma alışkanlığı kazandırmış olması bile başlı başına pozitif bir etki bana kalırsa. Neyse şimdi diyeceksiniz ki nereden esti bu kitap serisi. Hani bazen daha önce izlemiş olduğumuz dizileri veya filmleri tekrar izleriz. Ben bunu kitaplar için de çok yaparım. Bir çocukluğuma sığınasım varmışsa demek... Sabahlara kadar bu kitapları tekrar okudum bu ara. Ana karakterimiz Serra'nın başından geçenler ile kendi hayatımı kıyasladım. Serra'nın Bilkent Üniversitesi'ni kazanması, üniversite yılları, mezuniyet balosunu ve sonrasını okudum. Aramızda benzerlikler buldum ve farklılıklar... Hikayenin devamını bilince o zaman diliminde yaşadıkları daha anlamlı geldi. Benim hikaye henüz yarım malum. O yüzden bir şeyler havada kalmış vaziyette. Öyle olmuş ama bak hayırlısıymış demek için yaşanacak şeyleri bekliyorum. Hep öyle olur değil mi? Bir de Serra'nın babaannesi ve dedesi ile olan ilişkisine bu yaşımda ve bu bilinçle bakınca çok etkilendim. Son 8 ayda ikisini de kaybettim. Ve okudukça o evlerin sıcaklığını hatırladım. Koşulsuz şartsız kabul edildiğin, çok kıymetli olduğun, şımartıldığın o evlerin... Ne acıdır ki geri dönüşü yok. Yerini dolduracak bir başka ev yok. Serra gerçek olmadığı için bu ilişkileri yönetmede pek hata yapmamış. Eh hayatında da genel olarak çoğu şey tıkırında gitmiş. Bizim de gitsin dilerim. Hayatlarımız bir İpek Ongun romanı gibi romantik, kasımpatılarla süslü, iyi kalpli dostlarla ve sıcacık bir aileyle, yuvayla geçsin. Başlangıçta dikkat ettim de 10 kitaptan (sonrasında 3 kitap daha yazılmış) aklımda kalan o romantizm Serra'nın üniversite hayatı ve Oktay'la geçen yılları olmuş. Oysa biliyoruz ki... Bazen görünüşe aldırmamak gerekir. Anılar anı olarak kalmalı, hayatın getirdiği güzellikler kabul edilmelidir. O zaman, aldım verdim kabul ettim Sayın İpek Ongun. Z kuşağı da böyle diyor ne yapalım :)

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Ankara

Geçen haftadan beri Ankara’daydım. Annemle Behzat Ç’nin son sezonunu izledik. Denk geldi orada izlemek. Son sezonu birlikte bi linç etsek...

 
 
 

Yorumlar


bottom of page